Demet İridere

Yaşamın bir tasarım olduğunu ancak hayat tempomuz hafiflediğinde farkederiz. Çünkü hayat öylesine hızlı ve alelacele geçmektedir ki, önceliklerimiz hep başka yerlerde dolanıp durur. Zira bu farkediş  çoğumuz için neredeyse emeklilik yıllarında gerçekleşmektedir.

Kuşkusuz yaşamı daha erken yaşlarda bir tasarım haline getirmek bizleri alabildiğine hafifletir. Yaşam sevincimizi, enerjimizi arttırır. Daha da önemlisi yaptığınız iş her ne ise yaratıcılığınız artar.

Tam da bu noktada ben sizlere ‘’merhaba’’ diyerek yaşamınıza; renk, bereket, bolluk ve enerji katmayı öneriyorum.

Daha lise yıllarımda, Türk Koleji’nde eğitim aldığım süreçte, yaşamın bir tasarımdan ibaret olduğunun farkına varmış, o yıllarda en büyük hedefim belirlenmişti bile. İnsanların yaşam alanlarının içinde olmak, onların evlerine, ofislerine veya otellerine değerli izler bırakmak en büyük idealimdi.

Bu hedefimi gerçekleştirebilmek için Bilkent Üniversitesinde ‘’İç Mimari ve Çevre Tasarımı’’ okudum.
Hem eğitim sürecim boyunca, hem de iş hayatına atıldığımdan bu yana, yaşam alanlarının çok özel bir ruhu yansıttığını hissetmeden bir gün dahi geçirmedim.

Bu hissedişim yaptığım her işe yansıdı. Renklerin büyüsünü, doğanın sunduğu o eşsiz malzemeleri kişilerin yaşam tarzları ve içsel talepleri doğrultusunda harmanlayıp sundum ve büyük ilham ile yaptığım işimde sunmaya devam ediyorum…
Unutmayın ki yaşam alanlarınız ruhunuzu her an etkilemektedir.  Yaşam sevincinizi arttıracak ferah ve huzurlu evler, ofisler size mutluluk ve motivasyon kazandıracaktır.
Demet İRİDERE